Onun (kadının) caddesinden yürüyordum
Mutlu bir uyur-gezer gibi
Ve adımlarla mutluluğu ölçüyordum
Dün gece canım benimle ne kadar da eğlenmişti
Sonbahar yağmuru kanalizasyon borularını doldurdu
Her şey ıslak ama ruhum yanıyor
Balkan kanımda çok cennetvari bir mutluluk var
Bu tür mutluluk bana korku bile yarattı
Ver bana, dudaklarını ver bana, öpmem için onları
En iyi, gün doğasıya dek en iyi, altınım benim
Cennet, cennet senin yanın
Seni sevdiğim sürece, bil, bil
Her şey bana sonsuzca uyuyor
Ver bana, kanatlarını ver bana uçmam için
En iyi, gün doğasıya dek en iyi, altınım benim
Cennet, gözlerindeki cennet, yıldızları sayıyorum
Son, sonlar asla gelmeyecek
Senin kapı eşiğinde durdum
Kalbime su serpmek için
Ki böylece ellerimdeki titreme durabilsin
Üzerinde dağınık ipek uyuyordu
Biliyor mu (kadın) onu ne kadar sevdiğimi?
Yatakta sarılmış
Kelimeler gereksiz
Gözlerimi kapatıyorum
Renklerle düşlüyorum