Vah, nasıl acıtıyor, ah, nasıl da can yakıcı bu,
Bu soysuzu içimde besledim çocukluğumdan beri.
Vah, nasıl acıtıyor, ah, nasıl da can yakıcı bu,
En iyi anım değil bu, çok hızlı içtim zehri.
Vah, nasıl acıtıyor, ah, nasıl da can yakıcı bu,
Doğudaki sis şimdi uzaktan hareket ediyor usul usul, gökteki devler gibi.
Vah, nasıl acıtıyor, ah, nasıl da can yakıcı bu,
Yorgun düşmüş bir biçimde yine koştum eve, denizin içine batan güneş gibi.
Yeni yollar gelecek yakında, berbat patika ardımda kaldı.
Utanç bana özgürlük verdi, artık taşımıyorum soğuk zincirleri.
Babam beni terbiye etti, ama benim yolum başkaydı.
Geri çekildim korkudan tutulmuş halde, ama gülümsedim kendi kendime.
Vah, nasıl acıtıyor, ah, nasıl da can yakıcı bu,
Dostluğun bir bedeli var, hiç görmemiştim bunu oyunda.
Vah, nasıl acıtıyor, ah, nasıl da can yakıcı bu,
Bir küçük çocuk kaçıyor şimdi dağlara, korku saatinin ahenkle çalmadığı yerlere...