Zaman labirenti
Yalnızlığım şimdilik ve sonsuza kadar
(Yapayalnızım)
…. Ve uçtum
Mezar taşları üzerinde
Sabah çiyinin altında belli belirsiz dans ederek
(Eskiden kalma alacakaranlık diyarında)
Dikenlerden doğmuş sonsuz gözyaşları
(Senin) parçalarını doğru sararım
(Kederli akarsu dile getirilmemiş bir öfkeyle donatılmış)
….Dile getirilmemiş bir öfkeyle aktı
Sonsuz - ebedi – daha fazlası
Ve durmaksızın büyüyecekler
Ve yeniden çıkan şeyi kalpte tutacaklar
Ateşleri yakan
görülmemiş şekillerden, alanlardan
Derinden hepimizin büyüdüğü yerde
…Hiç bitmeyen kor-sıcaklık
Zaman labirenti,
Ahenkle duvarları kuşatılmış
Böylece yıldızların ötesinden gelen
Koyu sıcaklık, hala buzlarla çevrili
korku dünyasını içine çekti,
Alev içinde bir taht yitip gidiyor
Gökler boyunca ahenkle dolaşarak
O, cübbe giymiş olan
“Gözyaşlarının imparatorluklarını” feryatlarla boğacak
Tahta oturtulmuş, alevler içinde ölüyor
Bir krallıığn son ölümü
Ve bilirim
Yaşam ve ölümün ortasında yer alan ateşli ocak
Yarını olmayan yolculuğumu bitirmeyecek
(Gülmeyeceğim neşeyle, tamamen kedersiz olarak)
Gel, uç su üzerinde … duyguların
kederli bir hor görmenin dalgasında
Ah, bu benim karanlıktan kasırgam
Bir zamanlar yatıştırdığım bir gelgit ama ne yazık ki şimdi kabuğuna çekildi
Şimdi kederle birlikte el ele
Durgun, bitmez tükenmez denizlere doğru
Yalnızlığın huzurlu derinliklerine
Neşe içinde ruhum kaçıp gider
Rüzgar vasıtasıyla gideceğim
Alacakaranlık diyarıma, tek başıma
Sığınağın benim olduğu yere
Hakimiyet dünyamın, zaman labirentimin içine
Ve o sonsuz şekil ve yüzlerin
Tanrısı olan,
Yaşamın kaderlerini daima ören
İzlerinin şekli üzerinde
Kışın altın şafağında
Geceden doğmuş halde ayakta duracak
Sükunet içinde tamamen vakur,
Ay ışığının süt beyazlığıyla örtülmüş halde
Rüzgar vasıtasıyla gideceğim
Alacakaranlık diyarıma, tek başıma
Sığınağın benim olduğu yere
Bu zaman labirentinin ellerinde
Zaman labirenti
Sonsuz- ebedi- daha fazlası
Zaman… Aklın sonsuzluğu
Yaşamın kutsallığı
Zaman labirenti
Duvarları ahenkle kuşatılmış
Yan- üzerimde
Kuvvet – yanımda
Hükmet – ateşe
Ateşten tahtın yıkıldı
Cehenneminin üzerinde bağışlandı
Yanmış olan senin
gücün olacak, ve hakimiyetin
ateşimi suda boğmayacak
(….Perili ülkem unutuldu)
…. Yalnızlığım şimdilik ve sonsuza kadar