Aynı gömlekle ve kötü bir ruh haliyle geçip gitti günler
Bir yandan ay, bir yandan dünyanın felaketleri, yüzük taktılar*
Sen ne yapacaksın?
Saat dokuz buçuk
Sigaramın dumanını tüttürüyorum
Ve duş almadan önce küçük altın bir haç çiğniyorum**
Sadece seni istiyorum
Artık başka kimsenin telefonlarına cevap vermiyorum
Sadece sen beni iyileştirebilirsin
Evin tavanı alevler fırlatıyor gökyüzüne
Sana ihtiyacım var
Ayağımla yeni parkeleri çiziyorum
Sana şarkılar saklıyorum, zaman içindeki yolculukta yak diye
Peki sen ne yapacaksın?
Çarşaflarımın arasında kırık Depon'u*** arıyorum Ve onu içmeden önce, tüm acılarım sanki akreple bağlıymış gibi hesaplaşıyorlar