Mandatory Suicide [Turkish translation]

Her adımda cinayet.

Ani ölüm bir çocuk oyuncağı.

Keskin nişancı ateşi dizlerinin arasını yakar.

Ölüyorsun sıcaklığı hissedebiliyor musun,

Yan!

Kurşun yağmuruyla pusuya düşürüldü

Kafandaki kurşun deliklerini say.

Çoluk çocuk haykırmak için gönderildi,

Yaşamak zorunlu intihar.

İntihar.

[LEAD: HANNEMAN]

Göğsünün derinliklerindeki delikler yanar,

Makineli tüfek ateşiyle taranan.

Çığlık atan kafatası ölüme gönderildi,

Yaşamak zorunlu intihar.

İntihar.

[LEAD: HANNEMAN]

Yalancılık, ölüm, acı içinde çığlık.

Diz çöküş, yalvarış, Yağmur gibi kurşun damlar.

Mayınlar patlar, beynine acı verir,

Radikal ampütasyon bu delilik.

Sineklikli kazık yığınları göğsünü delip geçer

Sivri metaller ayağını delip geçer çünkü tepeden inmeye zorlandın

Talihsizliğin askerleri

Soluk soluğa avlanır.

Kötü bir koku, ölümün tadına bakmak gibi.

Ölü bedenler, geberiyor ve yaralılar

Şehrin sokakları döküntü dolu.

Parçalanmış camlar, giysi parçaları ve insan hilesi.

Bitmek üzere olan terör,

Kan ucuzdur, her yere yayılmış.

Zorunlu İntihar, cephedeki katliam.