Tohumlar toprağa düştü, tohumlar yağmur istiyor
Onlara yağmur lazım.
Yar göğsümü ve bak içime,
Göreceksin ki her şey alevler içinde yanıyor.
Yarın geç olacak, 1 saat sonra çok geç olacak,
Bir an sonra kalkmak imkansız olacak.
Anahtarlara uymuyorsa kapılar, kır onları omuzlarınla.
Anne, biz hepimiz ağır hastayız...
Anne, biliyorum ki biz aklımızı kaçırdık...
Parmakların arasında çelik, iyice sıkılmış bir yumruk.
Bilek üstünden bir yumruk, eti acıtan
Kanın yerine damarlarda dondu bir zehir, yavaş bir zehir.
Dünya yerle bir olmuş, alınlar parçalanmış, ekmek ikiye bölünmüş.
İşte biri ağlıyor, biri susuyor,
Ama birisi de pek sevinçli, pek sevinçli...
Anne, biz hepimiz ağır hastayız...
Anne, biliyorum ki biz aklımızı kaçırdık...
Güçlü olmak zorundasın, şunu diyebilmek zorundasın:
Çek ellerini, çek ellerini üstümden!
Güçlü olmak zorundasın, yoksa ne anlamı var senin varlığının.
Binlerce sözün bir değeri olur mu?
Yumruğun sertliğinin önemli olduğu yerde.
Durmuşsun tam da nehrin kenarında ve düşünüyorsun "Yüzsem mi yüzmesem mi?"
Anne, biz hepimiz ağır hastayız...
Anne, biliyorum ki biz aklımızı kaçırdık...