Uzak, uzak bir zamanda
bir şey bir başkasının gözlerindeki,
sana gözlerimi hatırlatacak,
seni onca seven o gözleri.
Uzak, uzak bir dünyada
bir gülümsemede, bir başkasının dudaklarındaki,
benim utangaçlığımı bulacaksın,
hani beni biraz alaya aldığın (utangaçlığımı).
Uzak, uzak bir zamanda
bir yüzdeki ifade tesadüfen
benim yüzümü hatırlatacak sana,
o çok sevdiğin üzgün havayı (yüzümdeki).
Uzak, uzak bir dünyada
bir akşam bir başkasıyla birlikteyken,
birden, kimbilir nasıl ve niçin,
bir bakacaksın ona benden söz ediyorsun,
artık çok uzak olan bir aşktan…