Mustard beatte ho!
Tıpkı senin gibi düştü
Kolları, dudakları
Verdiği sözler pürüzsüzdü
Onun kavrayışı uygun olsa da itiraf etmeliyim
Senin bana hisettirdiğin gibi sadece sen hissettirebilirdin
Biliyorsun, aşkın gözü kördür
Ve az önce gözüme çarptı
Beni biliyorsun, ve dürüst olmak gerekirse ben sensiz daha iyiyim
Bana saat başı telefonumu kontrol ettirmedin mi?
Bebeğim, umuyorum ve dua ediyorum
Dizlerim güçsüz, sarsılıyorum
Çünkü her zaman korunmaya ihtiyacım olduğunu biliyorsun
Şuan çok yalnızım ve sen beni istemedin
Bana sahip olmadığını göstermeye çalışıyorsun
Ama tek yaptığın şey beni terk etmek, çok yalnız
Dizler betonda, kesilmiş ve kanamış
Hiç bir sebep yokken, ama tek yaptığın beni terk etmek
Çok yalnız
Beni yalnız bırak
Beni yalnız bırak
Beni yalnız bırak
Haziran ayıydı
Gölgeli güneş, ölümcül koşumuz
Çok yakında sona erdi
Gözyaşları ve ispatıyla, çünkü halılar lekelenmişti
Kanlar ayakkabımın üzerinde ve bilirsin aşkın gözü kördür
Bunu gözlerinde görebiliyorum
Beni bilirsin, ve dürüst olmak gerekirse ben sensiz daha iyiyim
Bana saat başı telefonumu kontrol ettirmedin mi?
Bebeğim, umuyorum ve dua ediyorum
Dizlerim güçsüz, sarsılıyorum
Çünkü her zaman korunmaya ihtiyacım olduğunu biliyorsun
Şuan çok yalnızım ve sen beni istemedin
Bana sahip olmadığını göstermeye çalışıyorsun
Ama tek yaptığın şey beni terk etmek, çok yalnız
Dizler betonda, kesilmiş ve kanamış
Hiç bir sebep yokken, ama tek yaptığın beni terk etmek
Çok yalnız
Beni yalnız bırak
Beni yalnız bırak
Beni yalnız bırak
Kaltak, kahrolası metnin üzerinde bile seni özlediğimi söyleyemiyor
Yastığımda yattığın her zaman sıçtığımın uykusunu uyudun
Toni Braxton tekrar nefes almamı söyledi, kahrolası nefesi tutma
Kıçını yüreğime yönlendirdin ve sola kırdın
Para ağacına tırmanıyor, aşıkların yuvası olmayan ağacı
Çünkü aşk kuşları meşgul arılardır
Siktir git, yine soktun
Ve sen iç çamaşırlarını çıkarmadın
Çünkü iç çamaşırına girmedi
Bak bebeğim, aşıklar bile hiç bir şeyi yakmaz, bu açık
Ağaçlardan ormanı göremiyorum, denizdense suları...
Ve inanmaya başlamıştım ama burası hayallerle dolu bir orman
Otlarla dolu çubukları içiyorum ve gördüklerim diye adlandırıyorum
Ve sen gittiğinde, ormanlara yapraklarını vermeyi bildiğini umuyorum, çok yalnızım
Şuan çok yalnızım ve sen beni istemedin
Bana sahip olmadığını göstermeye çalışıyorsun
Ama tek yaptığın şey beni terk etmek, çok yalnız
Dizler betonda, kesilmiş ve kanamış
Hiç bir sebep yokken, ama tek yaptığın beni terk etmek
Çok yalnız
Beni yalnız bırak
Beni yalnız bırak
Beni yalnız bırak