Kardeşim, sende silah var
ve ben de sahibim bir tanesine.
Kardeşim, bırak şu silahı,
bak ben de bırakıyorum.
Doğduğum gün vermişler elime,
bir tabanca ve bir tüfek,
ve beyaz bir kılıç.
Artık çok belli bu, artık mıhlanmış.
Karşı karşıyayız şimdi,
ve hepimiz korkuyoruz.
Herkes donup kalmış bir halde.
Seni öldürürsem eğer, ben ölürüm.
Yüz yüze, ateş etmeden,
kaideleri umursamadan.
Bekliyorlar ki ya sen düşesin çocuk,
ya da ben kapaklanayım yere.
Kim bizi duyacak?
Kim bizi durduracak?
Ne var bunun ardında?
Bu sonsuz savaşın ötesinde, bu sonsuz savaşın dışında...
---
Kardeşim, sende silah var
ve ben de sahibim bir tanesine.
Kardeşim, bırak şu silahı,
bak ben de bırakıyorum.
Doğduğum gün vermişler elime,
bir tabanca ve bir tüfeki
ve beyaz bir kılıç.
Artık çok belli bu, artık mıhlanmış.
İnsanlar çıkmış sokaklara,
ne yapacağımızı görmek için.
Sonra kaçmışlar içeri,
sadece rüzgar duyulmakta artık.
Yüz yüze, ateş etmeden,
kaideleri umursamadan.
Bekliyorlar ki ya sen düşesin çocuk,
ya da ben kapaklanayım yere.
Kim bizi duyacak?
Kim bizi durduracak?
Ne var bunun ardında?
Bu sonsuz savaşın ötesinde, bu sonsuz savaşın dışında...
---
Devam ederek yaşamaya...
Güneşin doğuşunu görmek istiyorum,
ama diğer taraftan da istiyorum bunu.
Al benden artık bu körlüğü,
bu içinde tutsak olduğum sonsuz yalanı...