Gölcüklerin üstünde, vadilerin üstünde,
Dağların, ormanların, bulutların, denizin,
Ötesinde güneşin, ötesinde göklerin,
Yıldız kürelerinin sınırı ötesinde,
Düşüncem, kımıldayıp durursun her an böyle,
Usta yüzücü gibi, suda kendinden geçen,
Şensin sınırsızlığın sınırlarında uçan
Sevinerek, tarifsiz bir erkek şehvetiyle.
Uç ve kaç çok uzağa, ötesine leşlerin;
Göğün üst katlarında, git arındır kendini,
Yudumla, tertemiz bir tanrısal içki gibi,
Saydam boşlukları dolduran parlak ateşi.
Ağırlıklarıyla gizemli bir varlığa yük olan
Sıkıntılar ve büyük kederler arkasında
Ne mutludur o kimse, güçlü kanadıyla
Arı duru göklere doğru hemen atılabilen;
O kimse ki düşünceleri, tarla kuşları gibi,
Erkenden göğe doğru özgürce havalanır,
Yere tepeden bakar ve zahmetsizce anlar
Çiçeklerin ve dilsiz şeylerin dilini!