Bir HLM kentinde doğmuşsan
Bu şiiri sana ithaf ediyorum
Umudumu kesmiyorum ki donuk gözlerinin içinde
Bir parça ot görürsün
Ey insanlar, mantıklı olmak lazım
Ara vermenin ve
Bu hırçın hayatı gülün kokusuna karşı
Değiş tokuş etmenin zamanı geldi
[nakarat]
Bu kırlarımızın marşıdır
Irmaklarımızın, dağlarımızı
Hayatımızın, hayvanlar aleminin
İyice bağır ses telleri mahvedene kadar !
İş yok, diploma yok
Heryerde aynı koku
Daha iç birşey sinir hücrelerini bozmuyor
Burnuna koyduğun esrar bile değil.
Başka yerleri gör, hiç birşey seni tutmuyor
Ellerinle git çabuk birşey yap
Dönme burada hiç birşeyin yok
Ve bu nakaratı ilk söyleyen sen ol
[nakarat]
Otur bir ırmağın kenarında
Duy suyun akışını toprağın üstünde
Ve kendine deki sonunda deniz var !
Ve ki bu, bir günlük değil
Anlarsınki sen hiç birşeysin
Senden öceki gibi, ve senden sonraki gibi de
Ve bu ellerinde akan sıvı
O seni sabaha kadar yaşatır !
[nakarat]
Yaşlı bir meşe ağacının yanında otur
Ve onu insana karşılaştır
Sana oksijen ve gölge getiriyor
Kan akıtan baltanın vuruluşları değer mi ?
Kafanı yukarıya çevir, yapraklarına bak
Belki bir sincap görürsün
Sana bakar gururlu bir şekilde
Evi buradadır, sen üstündesin...
[nakarat]
Belki boşu boşuna konuşuyorum
Belki gülmen geliyor
Ama eğer beton geleceğinse
Deki kendine ormanın sayesinde nefes alıyorsun
İsterim ki bütün ayvanlar için
Benim mesajımı al
Çünkü bu toprak parçası ve bir kamış sazı
Çocuklarının büyümüne faydası olur ! (x2)
[nakarat]