Kapatıyorum televizyonu ve sana mektup yazıyorum,-
Bu pisliğe daha fazla bakamayacağımı...
Gücümün artık tükendiğini...
Hemen hemen kafayı bulduğumu, ama seni unutmadığımı...
Telefonumun çaldığını, kalkmamı istediklerini...
Giyindiğimi ve çıktığımı, daha doğrusu koşar adım çıktığımı...
Ama telefon açana değil..
Ona "Hastayım..., yorgunum..., tüm gece uyumadım!.." dediğimi.
Cevap bekliyorum senden, başka ümidim kalmadı,
Yakında yaz bitiyor,-
Yaz...
Hava sanki yüzüme güldü,- dördüncü gündür yağmur var.
Radyoda gölgede bile sıcak olacak demişlerdi,
Dedikleri gibi - benim bulunduğum yer gölge,
Kuru ve sıcak..., ama korkuyorum ki bu - bir süreliğine.
Günler ise gelip geçiyor,- bir gün yiyor, üç gün içiyoruz,
Yani, dışarıda yağmur olsa da, mutluyuz.
Kasetçalar bozuldu -
Sessizlikte oturuyorum, bundan çok memnunum.
Cevap bekliyorum senden, başka ümidim kalmadı,
Yakında yaz bitiyor,-
Yaz...
Dışarıda inşaat devam ediyor - vinç çalışıyor,
Köşedeki restoran beş yıldır kapalı.
Bir masada hala kavanoz durmakta.
Kavanozda lale, vitrinde bardak.
Ve işte yıllar geçiyor birbiri ardına, işte ömür de geçecek,
Ve yüzüncü kere de ekmeğin tereyağlı tarafı yere düşecek.
Ama, belki bir günlüğüne de olsa,
Belki bir saatliğine de olsa, şans bize de gülecek.
Cevap bekliyorum senden , başka ümidim kalmadı,
Yakında yaz bitiyor,
Yaz...