güneşi battığından beri bana
gözlerim ışık görmedi
aynı yerimde gidip geliyorum
ne kadar dolaşıp dönsem de
acziyet hissi beni boğuyor
elim kolum bağlı hapsedilmişim
kırık kanatla uçmayı isteyen
bir kuş gibi
aramızdaki her şey hala bana onu hatırlatıyor
dudaklarındaki gülüşünü ve eliyle selamlaşmasını
ona söylediğim sözü hatırlıyorum
ve gözlerindeki tutkuyu
ondan sonra yaşayamam ben
ölemiyorum da
etrafımdaki insanlar konuşuyor
ve ben hiç bir ses duymuyorum
balmumundan yapılmış bir heykel gibiyim sanki
görünce insan dersin
yüzü gülüyor olabilir
ve içten ölüyor yorgun
aramızdaki her şey hala bana onu hatırlatıyor
dudaklarındaki gülüşünü ve eliyle selamlaşmasını
ona söylediğim sözü hatırlıyorum
ve gözlerindeki tutkuyu