Bir taşra şehrinde
Bayram varmış, müzik çalıyormuş,
İşte eğlenen o kalabalığın içinde
Serseri birinin uğursuz yüzü belirmiş...
Tek başınaymışcasına ilerliyormuş,
Kalabalık onun farkında değilmiş.
Ve bir garip bakıyorlarmış ona
Şehrin yerel köpekleri.
Siyah silindir şapka ve eskice bir kıyafet içinde,
Pek bir acele şehre gidiyormuş yolcu.
Dağlara sardırıyormuş, gülümsüyormuş,
Ama dağların zirvesinden bir taş kopmuş boşluğa doğru...
Kirli bir pelerini varmış üstünde,
Siyah silindiri, sanki akordeon gibi - yamru yumru,
Başı eğik ayaklarına bakıyor,
Avucunun içinde ise maskesini sıkıyor.
Birden biri haykırmış: "Selam!
Neşelensene biraz,
Bu eğlenceli günde
Nasıl böylesine mutsuz olabiliyorsun?"
Siyah silindir şapka ve eskice bir kıyafet içinde,
Pek bir acele şehre gidiyormuş yolcu.
Dağlara sardırıyormuş, gülümsüyormuş,
Dağların zirvesinden bir taş kopmuş boşluğa doğru...
Yolcu kafasını kaldırmış,
Kötü kötü cevap vermiş:
"Herkese acı çektirmek beni hoşnut ederdi,
İşte bundan mutsuzluğum.
Kızıl bir maymun maskesiyle
Bayramınıza katılmayı diledim,
O lanet taş
Kafama düşmeden önce!"
Siyah silindir şapka ve eskice bir kıyafet içinde,
Pek bir acele şehre gidiyormuş yolcu.
Dağlara sardırıyormuş, gülümsüyormuş,
Dağların zirvesinden bir taş kopmuş boşluğa doğru...