Ağlamanı izledim.
Banyonun kapısında gün ışığıyla yıkandım.
Artık beni sevmek istemediğini söylemiştin.
Çiçeklerini arabamın arka koltuğunda bıraktın.
Söylediğimiz şeyler
Kalıcı yaralar bırakabilir.
Takıntılı, depresiz aynı zamanda.
Düz bir çizgide yürüyemiyorum bile.
Karanlıkta uzanıyordum,
Güneş ışığı yok, güneş ışığı yok.
Güneş ışığı yok.
Ağladı.
''Bu bir hoşçakal'dan daha fazlası.
Gözlerine baktığımda,
Orada değilsin bile.''
Bu sadece bir his, sadece bir his.
Bir his, sahip olduğum.
Bir his, bir his sahip olduğum.
Çünkü bu sadece bir his, sadece bir his.
Sadece bir his.
(Bittiğine inanamıyorum.)
Dibe vurdun,
Kontrolünü kaybettin ve onu geri istiyorsun.
Bana inanmayabilirsin ama sahip olduğum her şeyi sana vereceğim.
Ah, sadece hâlâ benim olduğunu itiraf et.
Yatakta yuvarlandım, gözyaşlarıyla ve ben
Hâlâ karanlıkta uzanıyorum.
Güneş ışığı yok, güneş ışığı yok.
Güneş ışığı yok.
Ağladı. ''Bu bir hoşçakal'dan daha fazlası.
Gözlerine baktığımda,
Orada değilsin bile.''
Bu sadece bir his, sadece bir his.
Bir his, sahip olduğum.
Bir his, bir his sahip olduğum.
Çünkü bu sadece bir his, sadece bir his.
Sadece bir his.
(Şimdi bittiğine inanamıyorum.)
Sadece bir his, bir his sahip olduğum.
Söyleyecek çok fazla şey,
Saçını yapıl şekli değil,
Tam gözlerime dik dik bakıyor görünen tavrı.
Ve benim en karanlık günümde, o kaçmayı reddettiğinde
Korumak için çok uğraştığı sevgiden.
Bu sadece bir his, sadece bir his.
Bir his, sahip olduğum.
Bir his, bir his sahip olduğum.
Çünkü bu sadece bir his, sadece bir his.
Sadece bir his.
Sadece bir his, bir his sahip olduğum.
...