Fildişi Kulesi'nin tepesinde dikildim,
Gözlerimin ulaşabildiği kadar uzaklara bakarak.
Ağaç dallarında olgunlaşıp, kopup gelen rüzgarlar,
Çağırıyorlardı beni.
Savruluyordu Fildişi Kulesi'nin perdeleri,
Söğütler eğilmeye başlamıştı,
Kuzgunlar bu hiddetten kaçmak için uçuşuyordu,
Fırtına git gide yaklaşırken.
Talihin peşinden gittim kulenin etrafında,
Umutsuz bir arayışla:
Çünkü yaşlı taş kulenin etrafını saran sisin içinde,
Bulabildiğim tek şey yağmurdu.
Ve soğuk, soğuk Fildişi Kulesi,
Uçtan uca taştan olsa da,
Kuş tüğünden bir yatağa uzanıp düş kurdum,
Düşünü kurduğum şey sendin,
Düşünü kurduğum şey sendin.
Tüm zaman boyunca bekledim,
Güneş puslu ufukta batarken,
Tüm zaman boyunca bekledim,
Geçen her saat, bir günmüş gibi hissettiriyor, ah
Korkmazdım Fildişi Kulesi'ndeyken:
Mapusluk, fark edeceksin ki:
Kalbinde yatar, ruhunda,
Özünde, zihninde yatar.
Mahpusluk kalbinde yatar, ruhunda,
Özünde ve zihninde yatar.