Küçük kafelerin dar sokaklarında geziyoruz
Son günışığı diyor ki : Lütfen gitmeyin
Kestaneler dumanlarını tüttürüyor
Sokak kedileri tıslıyor
Öyle güzel ki, daha önce bu kadar bol hiç görmemiştim
Öp beni, yarım ay yükselene dek
Beni barlara götür
Müezzinler seslenene dek
Öp beni dünden bugüne
İstanbul'da
İstanbul'da
Gözlerin altın gibi parlıyor
İstanbul gibi
İstanbul gibi
Söyleyecek kelimem kalmadığında bana bak
Ama senin gecen, senin gecen, senin gecen
beni uyanık tutuyor
İstanbul, İstanbul
Paslanmış bir boğaz kayığı gibi dans ediyorum
Kız öğrenciler, başörtüleri, ..., Tarkan
Yaşlı bir adam dertli dertli saz çalıyor
Issız Taksim Meydanı'nda
Siyah çay tekrardan açıyor gözlerimi
Şişko martılar denizden fırlıyor
Ve sen bana bir nefes yakındasın
Öp beni dünden bugüne
İstanbul'da
İstanbul'da
Gözlerin altın gibi parlıyor
İstanbul gibi
İstanbul gibi
Söyleyecek kelimem kalmadığında bana bak
Ama senin gecen, senin gecen, senin gecen
beni uyanık tutuyor
İstanbul, İstanbul
Bırak eve gitmeyelim
Bizi böyle çerçevelemek istiyorum
Bütün gemiler uyuduğunda, şafak kızıllığında
Eve başka türlü gideceğiz
Rakı burada, Rakı orada
Galata'da oturmak
Yeni arkadaşların kolunda
Yeni arkadaşların kolunda
Sen diyorsun ki...
Hadi benimle gel, çünkü köprü uzak değil adamım
Ve Asya'da ışık yaklaşıyor
Ve vapur bize doğru geliyor dalgaların arasında
Bir taraftan diğer tarafa
İstanbul, İstanbul
Öp beni dünden bugüne
İstanbul'da
İstanbul'da
Gözlerin altın gibi parlıyor
İstanbul gibi
İstanbul gibi
Söyleyecek kelimem kalmadığında bana bak
Ama senin gecen, senin gecen, senin gecen
beni uyanık tutuyor