Yeşil çimlerin rengiydi
Bir zamanlar kitap okuduğum Centennial Park'da
Bir zamanlar orada birisiyle tanışacağımı düşünürdüm
Camgöbeği gömleğinin rengiydi
Sen yoğurt dükkanında 16 yaşındayken
Orada birazcık para kazanabilmek için çalışırdın
Zaman, meraklı zaman
Bana hiç rota vermedi, hiç belirti göstermedi
Göremediğim işaretler var mıydı ki?
Ve sence de düşünmesi çok şeker değil mi
Başından beri
Görünmez bağlar varmış
Seni bana bağlayan
Ooh-ooh-ooh-ooh
Kin, takside çalan şarkının kanıydı
Los Angelas'a olan ilk yolculuğunda
Sen favori mekanımda yemeğini yedin
Gözüpek, 3 yıllık gezimizdeki garsondu
Öğle yemeğimizi gölün kenarına getiren
O bana Amerikan bir şarkıcıya benzediğimi söylemişti
Zaman, mistik zaman
Bende kesikler açtı, sonra da iyileştirdi
Göremediğim işaretler var mıydı ki?
Ve sence de düşünmesi çok şeker değil mi
Başından beri
Görünmez bağlar varmış
Seni bana bağlayan
Ooh-ooh-ooh-ooh
(Beni iten bir bağ)
Tüm o yanlış kolların dışında
Direkt o pis bara
Tüm geçmiş hatalarımı tel örgüye bağlayan bir şey
Şeytanlarımın etrafına zincirler
Mevsimlere karşı koymak için yün
Bir tanecik altın bir iplik
Beni sana bağladı
Çözülmesi gereken sorunun çeliği soğuktu*
Tüm kalbimi kıran oğlanlar için
Şimdi onların bebeklerine hediyeler yolluyorum
Altın rengi yaprakların rengiydi
Sana Centennial Parkı gezdirdiğimde
Cehennem, o gezintiydi ama benim cennete varmamı sağladı
Zaman, harikulade zaman
Bana mavilikler* sonra da mor-pembe gökler verdi
Ve hiç sorun değil
Bebeğim benimle
Ve sence de düşünmesi çok şeker değil mi
Başından beri
Görünmez bağlar varmış
Seni bana bağlayan
Ooh-ooh-ooh-ooh
Bana
Ooh-ooh-ooh-ooh
Ah-ah-ah
Ah-ah-ah