Sis yükseliyor beyaz çayırların üzerinde
mezarlıktaki bir selvi misali.
Hayali duran bir çan kulesi
sınır çiziyor yerle gök arasında.
Sen gidiyorsun, sen kalıyorsun.
Göreceksin, karlar eriyecek yarın.
Geçmiş sevinçler yeşerecekler yeniden
sıcak rüzgarıyla birlikte başka bir yazın.
Işık da sönmüş görünüyor
şafağın akşama döndüğü
ve çehrelerin balmumundan
kafataslarına benzediği
bir geleceğin gölgesinde.
Sen gidiyorsun, sen kalıyorsun.
Karlar eriyecek yarın.
Aşk yakınımızdan geçecek bir daha
akdikenlerin mevsiminde.
Karların altındaki bitkin toprak
ağır bir uykunun sessizliğini uyuyor.
Kış bin asırlık yorgunluğunu topluyor
eski bir şafaktan.
Sen duruyorsun, neden kalıyorsun?
Başka bir kış dönecek yarın.
Başka bir kar düşecek çayırları teselli etmeye.
Başka bir kar düşecek mezarlıkların üzerine.