bir hemşire gibi ihtiyacım var sana
burada ne işim var diye sorduğumda kendime ve kafamı saatlerce yastığa gömdüğümde
felçli
dayak yemiş
hiçbir şey yapamaz halde
yalandan yapmaktan bıktım
her şey üzerimden kayıyormuş gibi yapmaktan bıktım
artık sirenleri dinlemek istemiyorum, çift camın arkasından bile
aynı şeyleri alıyoruz ve tekrar başlıyoruz
dışarı çıkmaya karar verdim çünkü artık evde olmaya tahammülüm kalmamıştı
büyük bulvarlarda bulunan o boktan İrlanda barlarından birine gittim insanlarla kaynaşmaya
solumdaki bir masada bir grup kız vardı
birisi hemen hoşuma gitti
teni biraz solgun gibiydi ama kumral parlak saçları vardı
ya da koyu sarı bilemiyorum
ama özellikle tatlı, iyi niyetli ve dingin bir havası vardı
hiçbir şeyden umudunu kesmemiş gibi
dünyanın güzelliğinden asla umudunu kesmemiş gibi, ne de erkeklerden
birkaç filmde yapmıştım, cesur ama hoş
aynı şekilde ilişki kurmak için kaldım
gerçekte bunu yapmak olanaksızdı,
bizi filmlerde inandırmışlardı buna
ama bu büyük bir beceriymiş
sırt üstü düştüm birden yine, kendimi yalnız, mutsuz ve yorgun hissettim
sensiz yapamıyorum, sensiz olamıyorum
bu nasıl bitecek?
bunu nasıl yapacağım?
bir hemşire gibi ihtiyacım var sana
artık iyi çalışmayan kafamı ve duygularımı onarman için
bende hiç kalmadığını söylediğin
serotonin stoğumu yenilemen için
bu an beni istemediğini anladım
ama zamanla görüşünü değiştireceğine
inandırmaya çalışıyorum kendimi,
ve hala geceleri rüyamda
beni dansa götürdüğünü görüyorum
sabaha kadar
[nakarat:]
müzikle geliyoruz ve gidiyoruz
uzaklaşıyoruz ve yakınlaşıyoruz
sonra sen ileri atılıyorsun
ve ben seni tutuyorum
seni parmak uçlarından tutuyorum yeniden
kendime doğru çekmek için
müzikle geliyoruz ve gidiyoruz
uzaklaşıyoruz ve yakınlaşıyoruz
sonra sen ileri atılıyorsun
ve ben seni tutuyorum
seni parmak uçlarından tutuyorum yeniden
kendime doğru çekmek için
düşüncelerimden mümkün olan en kötü şekilde uyandırıldım
omzuma büyük bir şaplakla, en sevmediğim şey
çok ölçülü olmayan bir rugbici tip tarafından
çok az tanıdığım bir adam
hey artist nasılsın?
aşklar ne alemde? dedi bana
ayrıca konserlerde iyi eğleniyor olmalısın, pis herif!
sizi hemen süper bir rahatlığa sürükleyen tarzda şeyler,
sizi biraz daha onun harem ağasına
yaklaştıran şeyler
bunun tamamen bir mit olduğunu
ve benim ve küçük arkadaşlarımın
sap olduğumuzu söyledim
açık açık benimle dalga geçmeye başladı
bunun olanaksız olduğunu
benim bir problemim olduğunu söyledi
zavallı adam, keşke bilseydin
bunu kaç kez kendime sorduğumu,
ciddi ciddi.
bana martaval mı okuyor?
orada hoş biri varken,
neden koşarak uzaklaşıyorum?
sırt üstü düştüm birden yine,
kendimi yalnız, mutsuz
ve yorgun hissettim
sensiz yapamıyorum,
sensiz olamıyorum
bu nasıl bitecek?
bunu nasıl yapacağım?
bir hemşire gibi ihtiyacım var sana
tehlikede olmadığımı söylemene
durumumun iyileşeceğini söylemene
saçlarımı okşamana
yaşamımı daha değerli bir şey yapmak için eline almana
bu an beni istemediğini anladım
ama zamanla görüşünü değiştireceğine
inandırmaya çalışıyorum kendimi,
ve hala geceleri rüyamda
beni dansa götürdüğünü görüyorum
sabaha kadar
(nakarat)
bir sigara ya da bir içki gibi ihtiyacım var sana,
kalabalığa karışmam gerektiği her seferde
bunun böyle olamayacağını söylüyorum kendime
başka birşey olması gerektiğini
bu zaman kadar yaşamak için çok bir neden bulamadım
derin somut bir şeye inanmak ihtiyacı hissediyorum
bir umudun beni sürüklemesini istiyorum
kalıcı ve yüce bir çaba harcamak istiyorum
basit bir şekilde, senin yanında olmak istiyorum
yaşam bizi asla dizlerimizin üzerine çökertmesin diye
bir hemşire gibi ihtiyacım var sana
uykumu bulmama yardım etmene
beyaz çarşaflarda benimle uyanmana
bunun kötü bir rüya olduğunu söylemene
şimdi her şeyin geride kaldığını söylemene
bu an beni istemediğini anladım
ama zamanla görüşünü
değiştireceğine inandırmaya çalışıyorum kendimi,
ve hala geceleri rüyamda
beni dansa götürdüğünü görüyorum
sabaha kadar
(nakarat)