In the End [Turkish translation]

(Tek bir şeyle)

başlar / neden bilmiyorum

ne kadar uğraştığının bir önemi yok

bunu aklında tut / zamanı gelince açıklamak için

bu kafiyeyi tasarladım

Tüm bildiğim

zaman değerli bir şeydir

Sarkaç sallanırken uçup gitmesini izle

Günün sonuna kadar geri sayımı izle

Saat hayatı uzaklaştırıyor

bu çok gerçek dışı

Aşağıya bakmadım

Pencereden dışarı doğru zamanın gidişini izle

Dayanmaya çalışıyorum / ama bilmiyordum bile

hepsini boşa harcadım

gidişini izlemek

Her şeyi içimde tuttum ve denememe rağmen / hepsi dağıldı

Benim için anlamı / eninde sonunda / bir hatıra olacak / çok uğraştım ,

ve uzaklara gitmek zorunda kaldım

ama sonunda

bu önemli bile değildi

düşmek zorunda kaldım

hepsini kaybetmek için

ama sonunda

bu önemli bile değildi

bir şey / neden bilmiyorum

ne kadar uğraştığının bir önemi yok.

bunu aklında tut / zamanı gelince açıklamak için

bu kafiyeyi tasarladım

çok uğraştım

Benimle alay etmene rağmen

varlığının parçasıymışım gibi davranıyorum

Benimle savaştığın tüm zamanları hatırlıyorum

Bu kadar (uzak) olmasına şaşırdım

İşler eskisi gibi değil

artık beni tanıyamazsın bile

Beni o zamanlar tanıdığından değil

Ama hepsi bana geri dönüyor

Sonunda

Her şeyi içinde tuttun ve denememe rağmen / hepsi dağıldı

Benim için anlamı / eninde sonunda / bir hatıra olacak / çok

uğraştım ve uzaklara gitmek zorunda kaldım

ama sonunda

bu önemli bile değildi

düşmek zorunda kaldım

hepsini kaybetmek için

Ama sonunda

bu önemli bile değildi

ben sana güvendim

Gidebildiğim kadar zorladım

tüm bunlar için

Bilmen gereken tek bir şey var

ben sana güvendim

Gidebildiğim kadar zorladım

tüm bunlar için

Bilmen gereken tek bir şey var

çok uğraştım ve uzaklara gitmek zorunda kaldım

Ama sonunda

bu önemli bile değildi

düşmek zorunda kaldım

hepsini kaybetmek için

Ama sonunda

bu önemli bile değildi