Geçen su, akan su,
sert bir rüzgâr esiyor, biraz yağmur çiseliyor,
ilerleyen vakti gecenin, birkaç ışık var
köprünün üstünde durup bakıyorum nehre.
Ne düşünüyorsun, G Efendim?
Hayatı düşünüyorsun, bitmiş şeyleri,
söylediklerini, yaptıklarını,
cesaretini, geçmişini, çoktan geçmiş olan!
Geçen su, akan su
o karanlığın içinde, o karanlığın ötesinde,
hava çok soğuk, neredeyse kış havası,
köprünün üstünde duruyorum cehennemin birinde.
Cehennemin birinde, G Efendim,
hadi, böyle sözler etmeyelim
“her şey yoluna girer”, senin düsturun bu,
hatırlamıyor musun, hep kavuşursun
verdiğin şeye.
Geçen su, akan su,
biteviye bir nakarat gibi.
Ben, uyuşmuş bir halde bakarken suya,
üstündekilerle olduğu gibi dal hadi diyor şeytan.
Üstündekilerle olduğu gibi, G Efendim,
aman sakın, uzaklaş oradan
evine dön, dört duvar arasına,
yakınlarının yanına, tuhaf şeyler geliyorsa aklına,
evdeki eşini düşün.
Geçen su, akan su
bir yıldızın bile aksi düşmüyor suya,
bir çift geçer, birileri yaşar
ve o köprüde kimse yoktur artık.