Seçmek, bir sorun.
Ben sistemin oyununu oynamam.
Çok dikkatli davranırım ben, tahammül edemem
koşullandırılmaya.
Ben, mesela, Facchetti’yi
tanımam, kim olduğunu bile bilmem.
Ne özerklik ama!
Siyasi olarak, şablonlara uymam,
kuşkucuyum.
Ve kendi seçimim olduğu üzere, gizli (bilinçdışı)
iknadan kaçarım.
Bu arada, televizyonum yok, ama geçici olarak bile asla televizyon seyretmem.
Ne kendi kendine telkin ama!
Üzgünüm, tam da şu üstyapı denen şey
yok bende.
Kabul etmez, savaşırım üstyapılarla.
Elbette, biraz denetlerim kendimi, başkaları
her şeyi bilinçsizce, biraz eblehçe yapar,
satılmış takımıdır onlar,
koyundurlar.
Ahlak anlayışımda
hiçbir geleneksel yön olmadığı anlamında,
duygudan nefret ederim,
duygu sahteleştiriyor tutumumu.
Söylemeden geçmeyeyim: Ben asla
bir çikolata hediye etmiş değilim sevgilime.
Ne disiplin ama!
Doğaldır La Bussola’da1kendimi kötü hissetmem.
Cinsellikte de,
tavizden hoşlanır, ama geri çeviririm.
Ben cinsel birleşmeye ancak
kadın benimse razı olurum.
Ne kendine yeterlik ama!
Özür dilerim ama ödün verme riskine de girmem ben.
Ya eksiksiz yaparım ya kalkışmam bir işe.
Elbette, biraz engellerim kendimi.
Başkaları her şeyi yaparlar,
ama her şeyi, sevişirler de, değil mi ama?
Ha şu da var: Hareketlerimi denetlerim ben,
dengeli ve adil olsunlar diye.
Kollarımı incelerim,
yüz ifadelerimi gözden geçiririm.
Artık tek kasımı bile oynatmıyorum,
ama ölçüdür önemli olan.
Ne yapı ama!
Ses tellerimi de, ağzımı da [oynatmıyorum],
sessizlik, sus, yete[r]… yet[er]…
1. Ünlü bir gece kulübü. Kelime, 'pusula' anlamına gelir.