Lütfen otur, konuş benimle
Konuşarak halletmeyi deneyelim,
Anlamak için çok uğraştım,
Bana en azından gerçeğe yakın bir şeyler söyle...
Zalim olmanı kibarlığına tercih ederim
Senden tüm talebim bu,
İç huzurumdan vazgeçtim,
Açık seçik anlayabilmek için her şeyi.
Sen şimdi burada olamazsın
Eğer kafan başka bir yerdeyse
Kendini ikna etmeye çalışıyorsun
Ama suratıma yalan söylüyorsun
Başım dönene kadar dinledim seni
Hiçbir şeyin yarısını istemiyorum.
Kum, saatte akmıyor.
Zaman ise parmaklarımızın arasından akıyor
Senin taklitlerin beni kandırdı
Eğer beni öyle sevemiyorsan,
O zaman terk et beni
Buraya nasıl geldik, anlat bana,
Beni gerçeklerden korumayı düşünme bile,
Belki gerçekler kurtarabilir
Bizi kapanına düştüğümüz yarı-gerçeklerden
Bu kara delik
Kesafetine dayanamayıp çöktü,
Beni de içine, bin parça bir suratın arkasındaki
Gizli karanlığa doğru çekti
Başkalarına rezil olmamak,
Ve bunun gibi benimle kalma sebeplerin
Kafamda yankılanıp duruyor
Başım dönene kadar seni dinledim
Hiçbir şeyin yarısını istemiyorum,
Hiçbir şeyin yarısını istemiyorum,
Tarlara şüphe tohumları ekildi
Şarap ılıksa tükürürsün onu,
İçmek beni rahatlatamıyor
Eğer beni sevemiyorsan,
Terk etmelisin
Uzaktaki yıldızların deseni
Kaderimiz bir dokuma tezgahında
Sen bir odaya girdiğinde yaşanan
Sıcaklık değişimi,
Parfümünün kokusu,
Teninin tadı
Şu andaki rezil halimin
Buruk hatırlatıcıları
Şimdi nasıl nefes alacağım,
Deniz dibinde bir dalgıcım, oksijenim çalışmıyor
Nasıl uyanırım, nasıl uyurum?
Nasıl gülerim, ağlayamıyorum bile?
Nereye kaçağım, nerede saklanacağım?
Formaldehitte dondurulmuş bir böcek,
Dünkü gazetenin buruşmuş sayfaları.
Bu paramparça dünyada nasıl yaşayacağım?
Başkalarına rezil olmamak,
Ve bunun gibi benimle kalma sebeplerin
Kafamda yankılanıp duruyor
Başım dönene kadar seni dinledim
Hiçbir şeyin yarısını istemiyorum,
Hiçbir şeyin yarısını istemiyorum.
Kum, saatte aşağı akıyor
Zaman da parmaklarımızın arasından akıyor
Dediğin hiçbir şey beni rahatlatamıyor
Eğer beni sevemiyorsan,
O zaman terk etmelisin beni