첫눈처럼 너에게 가겠다 [I will Go To You Like The First Snow] [Turkish translation]

Sana tutunmadan önce, bilmiyordum.

içinde bulunduğum dünyanın bu kadar aydınlık olduğunu

hayatın küçük esintisiyle ulaştım sana. bu aşk olsa gerek ki kendine çağırdı korkusuzca

Çok hoşuma gitmişti, seni izlerken kalbimin çırpınması, gülünç kıskançlıklar ve tüm bu anılar. Karanlık sonsuzlukta, bu uzun bekleyişte, güneş ışığı gibi üzerime düştün.

Senden vazgeçmeden önce bilmiyordum. Içinde olduğum bu dünyanın bu kadar yalnız olduğunu.

Burada güzel çiçekler açtı ve soldu. Senin mevsimin bir daha asla geri gelmeyecek.

Giderek bencil olmaya başladım. Seninle yaşamayı, yaşlanmayı istedim. Kırışmış ellerinden tutup, hayatımın ne kadar sıcak olduğu söyleyebilmeyi diledim. Ne yazık ki bu kısa karşılaşma sonrası, bir minnet oldu benim için. Yağmur gibi ağlamıştın.

Sadece mutlu olmayı diledim ama bu seni ağlattı. Her şeyi unut ve devam et, çünkü artık senden gideceğim. Nefesin beni tekrar çağırdığın da, hiçbir zaman unutmamış olacağım.

Seni izlerken çırpınan kalbimi, gülünç kıskançlıkları ve bana verdiğin tüm anıları...

Bir gün tekrar buluşacağız, o en mutlu günümüz

olacak.

Ama ben ilk kar gibi senden gideceğim.

Senden gideceğim.