Bir tuhaf oluyor insan tam anlamayınca
nereden doğduğunu her bir tepkisinin.
Ve yaşayıp gidiyorsun hiç bilemeden
en derininde: Sahi nesin sen?
Sahi nesin sen?
İçimizdeki canavarlar,
her insanın içinde yaşayan,
bilinçaltında gizli duran,
bir çağrıdır atalardan.
İçimizdeki canavarlar,
her zihinde dolaşan,
karanlık güdülerimizdir
ve kaçınılmaz olarak
hesaplaşmamız gerekir onlarla.
İçimizdeki canavarlar,
sessiz, vesvese veren,
bencil gendir,
teklifsizce
hükmedip fetheden.
İçimizdeki canavarlar,
şiddete iter bizi;
şiddet adeta ortakyaşam yoluyla
yapışmıştır
varlığımıza.
Uygar hayatımızı,
adalet ve eşitlik anlayışımızı,
toplum yaşamımızı
tehdit eder
özümüz olan canavarlar.
İçimizdeki canavarlar
İçimizdeki canavarlar
İçimizdeki canavarlar,
güçsüzleştirir bizi,
hâyâsızca
aşk adını verdiğimiz
şey karşısında.
İçimizdeki canavarlar,
açgözlü ve uğursuzdur
her şeyi göze almış güçtür onlar,
ama kıskanırlar da gücü
sırf çekememezlik yüzünden.
İçimizdeki canavarlar,
bize o büyük hayali esinlerler:
celil ve adil bir Tanrıyı;
Allah ve İsa Mesih’e olan
mitsel ihtiyacı ile insanın.
İçimizdeki canavarlar,
çarpık fikirleri işler zihnimize
ve sadistçe ve hastalıklı hazzı,
ölüm görüntüleri karşısında.
Bilinçli yaşamımız,
adalet ve güzelliğe olan inancımız,
görünürde bir dengedir,
beynimizdeki canavarların
tehdit ettiği.
İçimizdeki canavarlar
dünyanın her yanında yetişir.
İçimizdeki canavarlar
yok etmekteler bizi.
İçimizdeki canavarlar,
her zihinde yaşayan,
her toprakta doğan,
kaçınılmaz olarak
savaşa sürüklerler bizi.