Saçını taradığını ve o sırıtışını, verdiğini görüyorum.
Şimdi beni döndürüyor, içinde dönüyor.
Kar gibi erimeden önce, "Merhaba, nasılsın (nasılsın)?"
Şimdi, soyunma şeklini seviyorum.
Bebeğim, başla.
Okşayışını yap tatlım, kalbim karmakarışık.
Mavi-gözlü sesini seviyorum,
Tiny Tim'in parladığı gibi.
Nasılsın?
(×2)
Yaptığın şeyleri nasıl yapıyorsun (yapıyor musun)?
Tanıdığım kimse sana ayak uyduramaz.
Nasılsın?
"Güle güle, güle güle" demek sana hiç mantıklı geldi mi?
İşte ağzımızın köşesinde şakalar yapıyoruz
ve bir rüyada gülüyormuşum gibi hissediyorum.
Genç olsaydım okulunun dışında bekleyebilirdim
Çünkü yüzün bir derginin kapağı gibi.
Yaptığın şeyleri nasıl yapıyorsun (yapıyor musun)?
Tanıdığım kimse sana ayak uyduramaz.
Nasılsın?
"Güle güle, güle güle" demek sana hiç mantıklı geldi mi?
nasıl yapıyorsun?
Seni o sandalyede, mükemmel bir tenle, görüyorum.
Nasılsın bebeğim, günah içinde, yaşıyorsun?
Hey, bilmeliyim, "Merhaba, nasılsın?
Pekala, burada şehrin daha gürültülü kısmında vakit geçiriyoruz
ve her şey gerçeküstü, gibi geliyor.
Yaşlandığında, evinin dışında bekleyeceğim.
Çünkü elleriniz, iyileştirecek güce sahip.
(×3)
Yaptığın şeyleri nasıl yapıyorsun (yapıyor musun)?
Tanıdığım kimse sana ayak uyduramaz.
Nasılsın?
"Güle güle, güle güle" demek sana hiç mantıklı geldi mi?