Öylesine uzaktayım ki senden,
Odamda volta atıyorum bir aşağı bir yukarı
İsa adamı sadece kaybettiğinde mi sever?
Açıyorum radyoyu
Jazzcının biri saksafonda
bahanelerden bir ayinin uzun listesini döküyor ortaya
Delilerevi hasreti var cananımın gözlerinde
Lambayı kasıklarının arasına sürtüyor
ve cinin şakıyarak çıkacağını umuyor
Unutulmuş şarkının birinde yaşar o
ve zombi-kuvvetindeymiş gibi hareket ederken
Metanetle nefes alıyor sarkaç salınırken
Kendine sıkıca tutunsan iyi edersin
Öyle, şehirler paslanıyor ve harabeye ufalanıyor
Fabrikalar kapatılıyor ve arabalar seferden sefere aranıyor
Kadının tasavvurunun sınırları boyunca
Aah diyor kadın,
İsa kadının tosladığı sahneyi çepeçevreleyen
çiçekleri birden büyütürken.
Biliyorsun yapardım, evet, yaparım
Senin ta kendine sıkı sıkı tutunurdum.
Gecenin bir yarısı
Elimden gelenin en iyisini yaparak kovalıyorum
Hayalden şekilleri ve hayaletleri ve peri-kızlarını
Bunun gibi olan 1001 gecede
Kadın mırıldanır "açıl susam açıl" ve Ali Baba ile kırk çapulcusu onun
Fırlatır kadını arzın üzerinden
Biliyorsun bir gün olacak ben geri geleceğim ve kendini sık sıkı tutan ben olurdum.
Sana, kendine sıkı sıkı tutunurdum.
Ah can, bir 1000 mil vardır uzaklığım sana
ve bilmiyorum işte ne deneceğini
Çünkü İsa çürüyünce seviyor adamı
Ama sevimlim, açıkça görebiliyoruz
Hepsi tamamıyla hayat ve yangın ve çılgınlık
ve bahaneler ve bahaneler ve bahaneler
Öyle, biliyorsun yapabilseydim, yapardım ya
Sere serpe yatıp senin kendine tutunan ben olurdum
Evet, sere serpe yatıp senin kendine tutunan ben olurdum
Bir gün dönebilince sana ve sıkıca tutacağım kendini.
Evet döneceğim, yatacağım sere serpe
Ve kendini sıkıca tutacağım
evet, senin kendini.