Ben bir eşkiyaydım
Araba yollarında dolaştım
Yanımda kılıç ve tabancayla...
Benim ticaretimde bir çok genç kız inci boncuğunu kaybetti
Bir çok asker benim bıçağımla hayat veren kanını döktü
Piçler,1925 yılının ilkbaharında beni astılar
Ama gene de hayattayım
Ben bir denizciydim
Ve med cezir üzerinde doğdum
Ve denize bağlı kaldım
İki direkli bir yelkenli ile Meksika körfezi civarına gittim
Yukarı çıktım ve bir vuruşta ana yelkeni sardım
Ve serenler* kırıldığı zaman öldürüldüğümü söylediler
Ama gene de yaşıyorum
Ben bir baraj inşaatçısıydım
Derin ve geniş olan bu nehir üzerinde
Çelik ve suyun çarpıştığı yerde
Issız Colorado’da Boulder denen bir yerde
Kaydım ve aşağıdaki yaş betonun içine düştüm
Sonra beni,hiç ses bilmeyen şu büyük mezara gömdüler
Ama gene de bu civardayım
Hep bu civarda olacağım
Bir yıldız gemisini havalandırıyorum
Evrenin çizgisi üzerinde
Ve diğer tarafa ulaştığım zaman
Eğer yapabilirsem,ruhumu dinlendirecek bir yer bulacağım
Belki tekrar bir eşkiya olabilirim
Ya da sadece tek bir yağmur damlası olabilirim
Ama baki kalacağım
Ve tekrar, tekrar ve tekrar geri döneceğim...