Happy [Turkish translation]

Mutlu beni ziyarete geldi, yolda gelirken kurabiye almış

Ona çay ikram ettim ve her şeyin yoluna gireceğini söyledi

Yani, benim yanımda kalsın diye ne gerekiyorsa söyledim

O da beni yere yatırdı ve Mutlu'nun içime dolduğunu hissettim

Beni yere yatırdı ve mutlu hissettim

Oh eğer gidiyorsan, trenle git

Böylece gürüldemesini duyayım, son bir kez

Ve gittiğinde, bu kalbi de al

Sen olmadığın sürece bu kalbe yapabileceğim hiçbir şey yok

Banyodaydım, onun gittiğini duymadım

Kapıyı arkasından kilitledim ve görmek için geri döndüm

Tüm kurabiye ambalajları ve boş çay fincanları

Ben de iç çektim ve kendi kendime mırıldandım yine, temizlik yapmalıyım

İç çektim ve kendi kendime mırıldandım

Oh eğer gidiyorsan, trenle git

Böylece gürüldemesini duyayım, son bir kez

Ve gittiğinde, bu kalbi de al

Sen olmadığın sürece bu kalbe yapabileceğim hiçbir şey yok

Ve eğer gidiyorsan ayı da al

Belki o zaman seni görebilirim, gecede seni görebileceğim

Ve gittiğinde, bu kalbi de al

Sen olmadığın sürece bu kalbe yapabileceğim hiçbir şey yok