Hep ara vermeden çalışıyordum
Ama hiç bir zaman yaptığıma sanat demedim
Kendime çeki düzen verdim
Mesih'le buluşup Marx okuyarak
Küçük ateşimi söndürdü
Ama sönen kıvılcım da parlak
Git söyle genç Mesih'e
Kalbe olanları
İkili park yapmaya çalıştığım yerde
yaz öpücüklerinin sisi vardı
Rekabet amansızdı,
kadınlar yönetiyordu.
Hiç bir şey değildi, bir işti
Ama çirkin bir iz bıraktı.
Buraya geldim kalbe olanları
tekrar ziyaret etmeye
Kutsal muskalar satıyordum
Bir bakıma şekil giyiniyordum
Mutfakta bir kediciğim vardı*
Bahçedeyse bir panter.
Tanrı vergililerin hapishanesinde
gardiyanlara arkadaşça davranıyordum.
Böylece hiç bir zaman tanık olmak zorunda kalmadım
Kalbe olanlara
Daha önceden görmeliydim
Nasıl olsa biliyordum çizelgeyi.
Ona bakmak bile belaydı
Baştan itibaren bir bela.
Tabii, büyüleyici çift'i oynadık
Ama hiç sevmedim rolü.
Hoş değil, ince değil
Kalbe olanlar
Şimdi melekte bir keman var
Şeytanda ise harp**
Her ruh inci balığı
Her kafa köpek balığı gibi
Tüm camları kırdım
ama ev, ev karanlık
Umursuyorum ama çok az,
kalbe olanları
Sonra bu dilenciyle öğrenmeye çalıştım.
Kirliydi, yaralıydı
umursamamayı başaramadığı
kadınların pençeleriyle.
Ne bir masal ne bir ders(ti)
Ne de şakıyan bir tarlakuşu
Yalnızca pis bir dilencinin tahmin yürütmesi
Kalbe olanlar hakkında
Ara vermeden çalışırdım hep
Ama hiç bir zaman yaptıklarıma sanat demedim
Yalnızca eski bir anlaşmaydı
At arabasının önündeki at gibi
Geminin aleyhine, tufan üzerine
iddiaya girmekle hiç problemim olmadı
Görüyorsun, bitimini biliyordum
Kalbe olanları
Tüfekle elim becerikliydi
Babamın .303'ü
Nihai bir şey için savaştım
Karşımdakine katılmama hakkı için değil.