From The Sky [Turkish translation]

Daha ilk seste

Sadece ışık vardı

Ve sonra, bir fırtınası

Zamanın ve boşluğun

Geldi ve çarptı

Zamanımızı yarattı

Su hayatında

Anladık ki

Bu daha yeni başlamıştı

Gökyüzüne bakmalıydık

Ve merak ettik neden

Hayatın gizemlerinden

Korktuğumuz gerçeğiyle

Yüzleşemiyoruz

Bir maske var yakında düşecek

Karanlıktaki ışığın

Sevgisi ve kudretinin

Güçlü kucaklamasının karşısında

Görev için gidiyorum

Kendime cevabı vermeliyim

O vahşi yere girdim

Açıklığı görebiliyorum

Hislerim daha da büyüyor

Gökyüzünden

Beni kimsenin kurtaramayacağını hissediyorum

Çok yalnızım ve yine de bağırdım

Yardım istedim, terk edilmişim

Ama şimdi biliyorum ki

Yaşamı anlamanın

Tek yolu

Işığın kuralına uymak

Ve korkuyu tersyüz edip

Yüzleşmek!

Orada kayıp bir taş buldum

Gecenin gökkubbesindeki

En parlak yıldızlardan biriyle

Aynı hizada dikilmiş

Ve acele etmedim

Yosunları temizledim

Tozunu sildim

Ve gizemli gücüne

Hayat verdim

Onu kavradım

Toprağın ve taşın

Tanrısına şükrettim

Uyandırılmış ruhlara yol ver

Ki o dönebilsin

Her zaman

Tanrılarla olduğu yere

Şimdi geliyor, sevgiyi hissediyorum

Yükseklerden geliyor

Sözleri biliyorum

Ama şimdi içimde hissediyorum

Büyüyor, orada

Ve hepsi gökyüzünden geliyor