Felâket bağını gezdim serseri
feryâd ü zârımı duyan kalmamış
aradım o sahibi, yiğid erleri
gittiğim yerlerde nişân kalmamış
Kapılar kapanmış, bacalar tütmez
kimse o çölerde koyun bile gütmez
ağaçlar kurumuş, bülbüller ötmez
baykuşlarda bile figan kalmamış
Gülleri soldurmuş keder yaşları
erenler baglamış yaslı başları
köyleri kuşatmış mezar taşları
kan ağlamayan dertsiz civân kalmamış
Düşmanın kahırı bağrımı ezer
insan bu kahır ile canından bezer
gülistan bahçesinde yabancılar gezer
erler meydanında insan kalmamış
Sırr-ı Hakı âşikar olmuş her bir manada
acep gül biter mi bu viranede
şu harab olası mâtem-hanede
bizden özge garib mihman kalmamış
Hey Rıza, ne aceb sevdaya düştün
aslı, faslı olmayan bir davaya düştün
memleket uğrunda bir belaya düştün
her yanım mezar olmuş, vatan kalmamış!