Fado öyle bir günde doğdu ki,
Rüzgar neredeyse hiç bir yaprak kıpırdatmıyordu.
Denizler, gökyüzüne uzanmıştı.
Yelken açmış bir geminin güvertesinde,
Bir denizci haykırıyordu,
Kederli bir türküyü,
Kederli bir türküyü.
Ah, ne uçsuz bucaksız bir güzellik.
Benim toprağım, dağım, vadilerim.
Altından yaprakların, çiçek ve meyvelerin süslediği.
Gördünmü İspanya'nın bakir topraklarını,
Portekiz'in kumunu...
Göz yaşlarının puslandırdığı bir manzara.
Bir denizcinin ağzında,
Kırılgan bir gemi seyrinde,
Kederli bir türkü soluyor,
Kalbi delen arzularla.
Öpmek isteyen dudakların,
sadece yeli öpmesiyle,
sadece yeli öpmesiyle.
Anne hoşçakal, hoşçakal Maria,
Bunu iyi hatırlayın ki,
Size bu sözü veriyorum:
Ya adaklarınız kabul olacak,
Ya da ben Tanrı'ya ulaşacağım.
Deniz'i benim kabrim yapacak.
Şimdi ise verilen başka bir gün,
Rüzgarın neredeyse hiç bir yaprak kıpırdatmadığı.
Denizlerin, gökyüzüne uzandığı.
Yelken açmış bir geminin güvertesinde,
Bir denizci haykırıyor,
Kederli bir türküyü,
Kederli bir türküyü.