Bir zamanlar ummuştum,
Yeni ve bilinmeyen bir şeyi aramayı,
Bu gezegen taşmış,
Sana veya bana bir şey kalmamış.
Kabullenme, alanların üzerinden
geçmeyi başarabiliriz,
Doğanın parıltısını hissedebiliriz.
Ama tüm topraklar sahiplenilmiş,
Sana veya bana bir şey kalmamış.
Kim kazanacak?
Çünkü ben kabullendim.
Serbest bırak,
Serbest bırak,
Bu dünyadan beni serbest bırak.
Buraya ait değilim.
Ruhumuzu hapsetmek bir hataydı.
Beni serbest bırakabilir misin?
Bu dünyadan beni serbest bırak
Vahşice akan nehirleri ile
mavi ve bereketli bir dünya.
Sana ve bana bir şey kalmayan
güneyden yönlendirilecekler.
Asla kabullenme,
Motorun kükremesini dinle
Ve bitkilerimizi kuraklıktan koru,
Ama kara altınımız* kalmadığında işte o zaman
Sana veya bana bir yer kalmayacak.
Eritilmiş helyum, son umudumuz.
Serbest bırak,
Serbest bırak,
Bu dünyadan bizi serbest bırak.
Buraya ait değiliz.
Ruhumuzu hapsetmek bir hataydı.
Beni serbest bırakabilir misin?
Bu dünyadan beni serbest bırak.
Serbest bırak,
Seni serbest bırakıyorum,
Bu dünyadan bizi serbest bırak.
Buraya ait değiliz.
Ruhumuzu hapsetmek bir hataydı.
Beni serbest bırakabilir misin?
Bu dünyadan beni serbest bırak.
Bitmeyen kurallarla hapsedilmiş gibi hissederek bir çemberin etrafında dönüyorum.
Beni serbest bırakabilir misin, beni serbest bırak bu dünyadan.
Uyumaya git.