Это любовь [Eto lyubovʹ] [Turkish translation]

Ben yine kenar mahallenin birinde kaybolmuşum.

Sen yine telefonumu çaldırıyorsun, hayatta mıyım değil miyim öğrenmek için.

O adamların arasında, ipsiz sapsızların, arabaların, çöplerin.

Bırakmaya söz verdim içmeyi kafa çekmeyi, aşk bu sonuçta.

Eller kenetlenmiş, eller adeta düğüm gibi, eller kilitlenmiş.

Eler küllerde, dudaklarım senin dudaklarında, gözler tavana bakıyor.

Yine kapılardayım, eller dağılmış, affet, ayaklarımdan sürünüyorum.

Yapabileceğim her şeyi yapmaya söz verdim, aşk bu sonuçta.

Nakarat:

Yine karanlık bir gece, aldığın her nefes.

Ve verdiğin her nefes, aynı çığlığı atıyor.

Yine soğuk bir sabah - ellerimde söz yok.

Aynı çığlığı atıyor - aşk bu.

Telefonda yine fahişelerin mesajlarını arıyorsun ben uyurken.

Yine buluyorsun onları, uyandırıyorsun beni ve bağırıyorsun, sinirler sıfıra inmiş.

Sandalyelerin, masaların ve bulaşık raflarının arasından seni yakalıyorum.

Yine her şeyi affediyorsun, ellerin diyor - seviyorum.

Ben yine bir uçaktan diğerine yollarda.

Sen yine yorulmadan 5 saatlik yollarda.

Ben yoldan eve, sen de oraya, her şey alışılmış ışıklarda.

Sen yine hıçkıra hıçkıra ağlıyorsun dayanamadan - seviyorum diyerek.

Nakarat:

Yine karanlık bir gece, aldığın her nefes.

Ve verdiğin her nefes, aynı çığlığı atıyor.

Yine soğuk bir sabah - ellerimde söz yok.

Aynı çığlığı atıyor - aşk bu.

Ben yine kenar mahallenin birinde kaybolmuşum.

Sen yine beni telefonumu çaldırıyorsun, hayatta mıyım değil miyim öğrenmek için.

O adamların arasında, ipsiz sapsızların, arabaların, çöplerin.

Bırakmaya söz verdim içmeyi kafa çekmeyi, aşk bu sonuçta.