Down to Earth [Turkish translation]

Ayakların bağlı mı sandın,

Yerçekiminin yere getirdikleriyle?

Kandırıldın mı sandın,

Seçtiğin gelecek ile?

Peki, aşağıya gel.

Tüm bu kurallar geçersizdir

Sen gökyüzünde uçarken.

O zaman aşağıya gel,

Aşağıya gel.

Toprağa iniyoruz,

Gidilecek daha iyi bir yer yok

Dağlarımızın üzerinde kar var

Aşağıda nehirlerimiz var.

Toprağa iniyoruz,

Kuşların ağaçlarda öttüğünü duymak için

Ve toprak ile ilgileneceğiz

Gel ve tohumları melteme bırak.

Alışkanlıktan kaçtığını mı sandın,

Senaryo ve sahneyi değiştirerek?

Hakkında düşündüğün her şeye rağmen

Değişimden daima korkuyorsun.

Kalbinde çok şey var,

Benim misafirim olabilirsin,

O zaman aşağıya gel,

Aşağıya gel.

Toprağa iniyoruz,

Gidilecek daha iyi bir yer yok

Dağlarımızın üzerinde kar var

Aşağıda nehirlerimiz var.

Toprağa iniyoruz,

Kuşların ağaçlarda öttüğünü duyacağız

Ve toprak ile ilgileneceğiz

Gel ve tohumları melteme bırak.

Denizdeki balıklar gibi,

Denizde evimizde hissettik.

Bu güzel diyarda geçinmeyi öğrendik

Bir ağaca tırmanmayı öğrendik

Sonra iki bacağa kalktık

Ama uçmak istedik

Memleketimizi darmadağın ettiğimizde

Ve gökyüzüne açıldık.

Toprağa iniyoruz,

Gidilecek daha iyi bir yer yok

Dağlarımızın üzerinde kar var

Aşağıda nehirlerimiz var.

Toprağa iniyoruz,

Kuşların ağaçlarda öttüğünü duyacağız

Ve toprak ile ilgileneceğiz

Gel ve tohumları melteme bırak.

İniyoruz,

Toprağa iniyoruz

Doğan bebekler gibi

Toprağa iniyoruz

Önceliklerini tekrar belirle

Bunlar sıradışı özellikler

Toprağa iniyoruz,

Gidilecek daha iyi bir yer yok

Dağlarımızın üzerinde kar var

Aşağıda nehirlerimiz var.

Toprağa iniyoruz,

Kuşların ağaçlarda öttüğünü duymak için

Ve toprak ile ilgileneceğiz

Gel ve tohumları melteme bırak.

Toprağa iniyoruz,

Gidilecek daha iyi bir yer yok

Dağlarımızın üzerinde kar var

Aşağıda nehirlerimiz var.

Toprağa iniyoruz,

Kuşların ağaçlarda öttüğünü duymak için

Ve toprak ile ilgileneceğiz

Gel ve tohumları melteme bırak.