Definition von Rock [Turkish translation]

En korkunç içki alemindeyim

Ortamı başından beğenmemişim

Herkese sövüp saydım

Ve galiba işi biraz abarttım

Yüzde yüz 7edi bir taraflarımı resmen yırttım

Çünkü sahneleri sallamaya bayılırım

Performansım ortalığı yaksın isterim

Grup tam da havaya girdiğinde

Son gömleğim de yırtılmış olur

...İşte ben buna rock gösterisi derim!

Böyle baş sallayabileceğim bir gecede,

Rock'ı tanımlayacağım

Vantilatörler hoparlörlerin sesini bastırıyor

Öyleyse uçsun bedenler !

Solo rayından çıkıyor

Gitarlara destek lazım

Kötü ses canımızı sıkmasın

Bas ve baterinin uyumlu sesi durumu kurtarır

İnsanlar bir şarkı daha istiyor

Ortalarda bir sürü kadın dolaşıyor

Güzel melodiden kastımız dandik bir pop şarkısı değil

İnsanlar bunu sevdiklerini gösteriyorsa, demek ki yaptığımız rock lafta kalmamış

"Biraz da İngilizce söyleyin" diyorlar, ben de yanıtlıyorum :

"Neden olmasın, bunu göstermek için işte sırada bir Rock'n'Roll solo parçası !"