Benim, benim, benim
Benim, benim, benim
Benim, benim, benim
Benim, benim, benim
Benim, benim, benim
Benim, benim, benim
Benim, benim, benim
Veda etmek binlerce yaradan oluşan bir ölümdür
Geçmişe dönüşler beni kendime getiriyor
Sarhoş oluyorum, ancak bu bile yeterli gelmiyor
Zira gün doğuyor ve sen benim bebeğim değilsin ki artık
Pencerelerden bu aşka doğru bakıyorum
Bir de onları tahta ile kapamamıza rağmen
Zaten burada avizenin ışığı hala yanıyor
Çünkü içimde depremler olurken hiçbi şeyim yokmuş gibi davranamıyorum
İşte binlerce yaradan oluşan bir ölüm bu
Vakit geçip gitsin diye süslenip püslendim, eve ise uzun uzun yollardan gidiyor
Trafik ışıklarına her şeyin yoluna girip girmeyeceğini sordum
Onlar ise, bilmiyoruz ki dediler
Ve bir zamanlar bizim olan şey artık kimsenin değil
Her yerde seni görüyorum, paylaştığımız tek şeyse
Bu küçük şehirdi
Bu aşkın olağanüstü olduğunu söylemiştin, hatta asırda birlik türden
Fakat hikayeyi bittip gittiyse, ben sayfalara neden bi şeyler karalıyorum ha?
Veda etmek binlerce yaradan oluşan bir ölümdür
Geçmişe dönüşler beni kendime getiriyor
Sarhoş oluyorum, ancak bu bile yeterli gelmiyor
Zira gün doğuyor ve sen benim bebeğim değilsin ki artık
Pencerelerden bu aşka doğru bakıyorum
Bir de onları tahta ile kapamamıza rağmen
Zaten burada avizenin ışığı hala yanıyor
Çünkü içimde depremler olurken hiçbi şeyim yokmuş gibi davranamıyorum
İşte binlerce yaradan oluşan bir ölüm gibi adeta
Kalbimde, kalaçalarımda, bedenimde, aşkımda
Dokunup geçmediğin tek bir parçamı bulmaya çabalıyorum
Tıpkı zararlı bir uyuşturucuymuşum gibi terk ettin sen beni
Şimdi ise perili gece klüplerinde evrenden gelen işaretleri arayıp tarıyorum
Şarkılarımız, filmlerimiz, ahenkle, duruyoruz öyle
Ülkemiz sanırım kanunsuz topraklardı
Ellerime tek dokumuşunla nasıl da diniyor tüm korkularım?
Kağıt gibi ince olan planlarımız kağıt kesiği gibi bizi acıtarak gittiler
Vaktimde, şarabımda, ruhumda, güvenimde
Alıp gitmediğin tek bir parçamı bulmaya çabalıyorum da..
Çok fazla şeyimi verdim sana, fakat bu sana yetmedi
Ama iyi olacağım ya, altı üstü binlerce yara canım
Sarhoş oluyorum, ancak bu bile yeterli gelmiyor
Zira gün doğuyor ve sen benim bebeğim değilsin ki artık
Pencerelerden bu aşka doğru bakıyorum
Bir de onları tahta ile kapamamıza rağmen
Zaten burada avizenin ışığı hala yanıyor
Çünkü içimde depremler olurken hiçbi şeyim yokmuş gibi davranamıyorum
Hayır ya, bu binlerce yaradan oluşan bir ölüm gibi adeta
(Dokunup geçmediğin ...)
Tek bir parçamı bulmaya çabalıyorum da
Bedenimde, aşkımda, güvenimde.
(binlerce yaradan oluşan ölüm bu...)
Fakat bu sana yetmedi, bu sana yetmedi, yok, yok
Eve ise uzun uzun yollardan gidiyor
Trafik ışıklarına her şeyin yoluna girip girmeyeceğini sordum
Onlar ise, bilmiyoruz ki dediler