29 Temmuz, hava açık
Bir yetişkin bana “Hayalin ne?” diye sordu
Sanki "hayalim" kim olduğumu açıklıyormuş gibi
Hayalim olmadığını söylediğimde
Yetişkinin yüzündeki ifade isimsiz bir çocuk gibiydi.
Bu bakış bana tanıdık geldi
Ders çalışmak pek zevkime hitap etmese de elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım
Ebeveynler onlara iyi notlar getirdiğimde sevindiler
Aynı yolda aynı anda yürüdüm
Hayatıma hiç bir ifade olmadan devam ettim
Birçok kitap bana, "Gece gökyüzündeki yıldızlara bak
Ve o yıldızlar gibi parlayan kişi ol"
Ama gökyüzüne baktığım yıldızlar hiç parlamadı
Bu yüzden yürümeye devam ediyorum, yere bakarak
Aniden başıma garip bir şey geldi
Yürürken bir çocuk yanıma geldi ve benimle konuşmaya başladı.
“Yerde bakılacak bir şey yok, başını kaldır”
Bu çocuk biraz tuhaftı
Çocuk bana parlak bir gülümsemeyle baktı ve yüzünde saf bir ışıltı vardı.
Ama bu çocuğun gözlerinde benim gibi aynı ifade varmış gibi görünüyordü
O andan itibaren birkaç kez takılmaya başladık
Müziği açıp birlikte dans etmek birlikte takılmalarımızın en heyecan verici kısmıydı
İlk defa gerçekten yaşadığımı hissettim
Patlamak üzereymiş gibi çarpan kalpler
Ve parmak uçlarımdan çıkan bu karıncalanma hisleri beni ele geçirmeye başladı.
Bir şeyi bu kadar çok istediğim bir an var mıydı?
Birer birer daha çok çocuk adımı söylemeye başladı.
Sadece biriyle yürüdüğüm yol, birçok kişinin yolu oldu.
Yavaş yavaş, 'ben' kelimesi 'bizim' oldu
Bu bilinmeyen ateşle dolaşmak
Başımızın üstüne baktığımızda, yıldızlar parlıyor gibi görünüyor
Bugün