Kahveyi
fincana koydu
sütü koydu
kahve fincanına
şeker koydu
sütlü kahveye
küçük kaşıkla
karıştırdı
sütlü kahveyi içti
ve fincanı geri koydu
benimle konuşmadan
Bir sigara
yaktı
daireler yaptı
dumanla
külleri
kül tablasına koydu
benimle konuşmadan
bana bakmadan
ayağa kalktı
şapkasını
kafasına koydu
yağmurluğunu giydi
çünkü yağmur yağıyordu
ve ayrıldı
yağmurda
sözsüz
bana bakmadan
ve ben başımı
ellerimin arasına aldım
ve ağladım.