Köyde olduğum zaman hayatım değişiyor,
kaldığım yer, kerpiç evim.
Horozun ötüşünü işitiyorum, haber veriyor
bugün çiftliğime
yeni ve güzel bir günün geldiğini.
Sevgi uyanıyor,
inanç yükseliyor, hayat başlıyor
ve her şey uyum içinde.
Köyde olduğum zaman, nehre gidiyorum
Tanrı’nın sessizliğini, kendi sessizliğimi dinlemeye.
Beni yıkıyor, ninniler söyleyip uyutuyor, alıp götürüyor,
sakinleştiriyor tıpkı çocukken
sevgili babamın, biricik annemin yaptıkları gibi
sevgi ve şefkatleri ile.
~
Köyde olduğum zaman ve akşam olunca
güneş gitmeden önce, babamın gittiği gibi
atla yürüyor, etrafa bakıyorum, keyfini çıkarıp
hayranlıkla seyrediyorum güzel, toprak rengi memleketimi:
üzüm bağını, kabayoncayı, mısırı, pirinci görüyorum,
buğday tarlasını, yeşil ceviz ağaçlarını.
Köyde olduğum zaman yıldızları görüyorum
ve onlara bakınca çok güzel şeyleri hatırlıyorum:
Babamı, annemi, dayılarımı ve amcalarımı,
kardeşimi, büyükbabamı ve büyükannemi…
Birer yıldız olduğunu hayal ediyorum
hep içimde yaşayan
bütün bu insanların, hepsinin.
Gitmeyeceğim ben buradan, burada kalacağım,
gitmeyeceğim ben buradan, burada kalacağım.