Değiştirmiş görünüyorsun,
Beyninle kalbini.
Bir şeyleri zor anlıyor,
Sonra paramparça oluyorsun.
Açıklamaya çalışıyorsun,
Ama önce başlayabilmelisin.
Şu sulu göz'ün yaşları,
Karanlıktan doğuyor.
Bir şeyler kolunu döndürüyor,
Gözündeki musluğun.
Dökülüyorlar,
Herkesin görebileceği yerlere.
Kalbin vücudun için çok büyük.
Duygularının saklandığı yer orası.
Dökülüyorlar,
Herkesin görebileceği yerlere.
Sana sulugöz diyorlar,
Sulugöz.
Ama umurunda değil,
Sulugöz, sulugöz.
Bu yüzden gözyaşlarının arasından gülüyorsun.
Sulugöz, sulugöz.
Çünkü umursamıyorsun.
Gözyaşların yere düşüyor,
Sen sadece boğulmalarına izin veriyorsun.
Kendi başınasın ve
Tüm arkadaşlarını kaybettin.
Kendine şunu dedin:
Senin değil onların suçu.
Sen bir türsün,
Kimsenin anlayamadığı.
Ama gözyaşları,
Sürekli geri gelmeye devam ediyor.
Bir şeyler kolunu döndürüyor,
Gözündeki musluğun.
Dökülüyorlar,
Herkesin görebileceği yerlere.
Kalbin vücudun için çok büyük.
Duygularının saklandığı yer orası.
Dökülüyorlar,
Herkesin görebileceği yerlere.
Sana sulugöz diyorlar,
Sulu göz.
Ama umurunda değil,
Sulu göz, sulu göz.
Bu yüzden gözyaşlarının arasından gülüyorsun.
Sulu göz, sulu göz!
Çünkü umursamıyorsun.
Gözyaşların yere düşüyor.
Sen sadece boğulmalarına izin veriyorsun.
Sana bakıyorum ve
Kendimi görüyorum.
Seni diğer herkesten,
Daha iyi tanıyorum
Aynı musluktan,
Benim gözlerimde de var.
Dolayısıyla senin gözyaşların,
Benim gözyaşlarım.
Bana sulugöz diyorlar,
Sulugöz!
Ama umurumda değil!
Sulugöz, sulugöz!
Bu yüzden gözyaşlarımın arasından gülüyorum.
Sulugöz, sulugöz...
Çünkü umursamıyorum.
Gözyaşlarım yere düşüyor,
Ben sadece boğulmalarına izin veriyorum.
Ben sadece boğulmalarına izin veriyorum.
Sulugöz, sulugöz.