Seni aramak için ruhumu ikiye böldüm
Ama sen tam buradasın
Artık sana bağlı olamayacaksam
Başka kime bağlanabilirim ki?
Eğer bu uzun bir mesafeyse
Nasıl bu kadar erken geldik buraya?
Hassas bir şeyi yumruğumla mı örttüm?
Seni tuzla buz mu ettim?
Ve Coney Adası'nda* bir bankta oturuyorum
Bebeğimin nereye gittiğini merak ediyorum
Hızlı zamanlar, parlak ışıklar, atlı karınca
Seni merkezim yapmadığım için özür dilerim
Tekrar ve tekrar
Yine kaybolması şaşırtıcı değil
Hayal kırıkları ve gözlerini kapat
Ve git gide soğuyor
Güneş battığında
Soru kafamı kurcalıyor
Başarının ömrü ne kadardır ki
Eğer ben seni kenara ittiysem
Ama benden ayrılmak için çok kibardın
Sahtekarlığı özlüyor musun
Seni tatlı sözlerle cennete götüren ve orada bırakan?
Ruhumu affedebilir misin
Bana güvenmek için yeterince akıllı ve önemsemek için çok yaşlıyken?
Çünkü biz internetten önce alışveriş merkezleri gibiydik
Olabileceğimiz tek yerdi
Haylazlık, hediye paketine sarılmış banliyö hayalleri
Oyun salonunda senin için bir yüzük kazanamadığım için üzgünüm
Tekrar ve tekrar
Yine kaybolması şaşırtıcı değil
Hayal kırıkları ve gözlerini kapat
Ve git gide soğuyor
Güneş battığında
Eski yerimizde bekliyor muydun
Ağaçların sınırında
Altın saatte
Her gün seni askıda mı bıraktım?
Koridorda dikiliyor muydun
Büyük bir pastayla, mutlu yıllar
En mavi göklerini en koyu griye mi boyadım?
Uzak bir evrende
Ve kaza yaptığımda
Gözlerimin önünde parlayan şey senin yüzündü
Ama podyumda yürüdüğümde sanırım adını söylemeyi unuttum
Ve Coney Adası'nda bir bankta oturup bebeğimin nereye gittiğini merak ediyorum
Hızlı zamanlar, parlak ışıklar, atlı karınca
Seni merkezim yapmadığım için özür dilerim
Tekrar ve tekrar
Yine kaybolması şaşırtıcı değil
Hayal kırıkları ve gözlerini kapat
Ve git gide soğuyor
Güneş battığında
Gözlerimin önünde parlayan şey senin yüzündü
Güneş battığında
Ama sanırım adını söylemeyi unuttum
Tekrar ve tekrar
Özür dilerim
Seni
Merkezim yapmadığım için