Hey, seninle tanışmadan önce her şey çok iyi gidiyordu.
Çok fazla içiyorum, ve bu bir sorun.
Fakat iyiyim.
Hey, arkadaşlarına söyle, onlarla tanışmak güzeldi.
Fakat umarım onları bir daha asla görmem.
Biliyorum, kalbini kırıyor.
Kırık dökük bir araba ile şehire taşındım.
Ve, 4 yıldır hiç görüşmedik.
Ve şimdi ise bir otel barında güzel görünüyorsun.
Ve ben, duramıyorum.
Hayır, ben, duramıyorum.
Yani bebeğim, beni daha da yakınına çek.
Rover'ının arka koltuğunda.
Karşılayamayacağını bildiğim.
Omzundaki o dövmeyi ısır.
Çarşafları köşeden çek.
Boulder'daki oda arkadaşından çaldığın o yatakta.
Asla ama asla yaşlanmayacağız.
Sen, ilk tanıştığımız günkü kadar iyi gözüküyorsun.
Seni neden terkettiğimi bile unuttum.
Deliydim.
Kal, ve o Blink-182 şarkısını çal.
Tucson'da ölümüne çaldığımız.
Tamamdır.
Biliyorum, kalbini kırıyor.
Kırık dökük bir araba ile şehire taşındım.
Ve, 4 yıldır hiç görüşmedik.
Ve şimdi ise bir otel barında güzel görünüyorum.
Ve ben, duramıyorum.
Hayır, ben, duramıyorum.
Yani bebeğim, beni daha da yakınına çek.
Rover'ının arka koltuğunda.
Karşılayamayacağını bildiğim.
Omzundaki o dövmeyi ısır.
Çarşafları köşeden çek.
Boulder'daki oda arkadaşından çaldığın o yatakta.
Asla ama asla yaşlanmayacağız.
Asla ama asla yaşlanmayacağız.
Asla ama asla yaşlanmayacağız.
Yani bebeğim, beni daha da yakınına çek.
Rover'ının arka koltuğunda.
Karşılayamayacağını bildiğim.
Omzundaki o dövmeyi ısır.
Çarşafları köşeden çek.
Boulder'daki oda arkadaşından çaldığın o yatakta.
Asla ama asla yaşlanmayacağız.
Asla ama asla yaşlanmayacağız.
Hayır, asla ama asla yaşlanmayacağız.
Asla ama asla yaşlanmayacağız.
Hayır, asla ama asla yaşlanmayacağız.
Asla ama asla yaşlanmayacağız.
Asla ama asla yaşlanmayacağız.
Asla ama asla yaşlanmayacağız.
Hayır, asla ama asla yaşlanmayacağız.
Asla ama asla yaşlanmayacağız.
Hayır, asla ama asla yaşlanmayacağız.