Biliyorsun ey millet, yalnız sen hüküm verirsin,
Başka kimse seçemez, senin geleceğini.
Ve bir şehir vardı, sen de bilirsin,
Ellerine alan kendi kaderinin iplerini.
Adalet, silahların gürleyen sesiyle konuşur.
Dinlemez büyük güçlerin arzulu seslerini.
Savaşır, cesurca kavga verir vatanı için,
Neler olur düşün, eğer bulursa takipçilerini!
Ve ne olur, her şehir cesurca desteklerse onları!
Bir örnek verelim size, size tanıtalım onları.
Vatan aşkı, yerinden bile oynatır dağları.
Tanığıdır, o eski zamanların.
Civitas Fortissima - şehirlerin en cesuru.
Güzel bir memleket vardı,
Atalarımızın düşlediği,
Ama şimdi düşman botları
Toprağımızı çiğnedi.
Ölümün hasat tarlasıydı,
İnsanlar bozuldu, sınırlar daraldı,
O an, düşmanın pençeleri arasından
Bir güneş doğdu, ışığı beni yakaladı.
Kırılır ya da direnir,
Cesaretlendirici bir ışık beklenir,
İpel nehri kıyısında, bir şehir halkı
Cesurca savaşa ilerler.
Gözlerinde kararlılık,
Hedefleri bağımsızlık,
Getirirler saklı silahlarını
Çatı katında sakladıkları,
Sivili, işçisi, askeri,
Bir avuç nefer, coşkulu,
Cesurca savaşıp kanla yazdı adını,
Şehirlerin en cesuru.