City Of The Dead [Turkish translation]

yıkık hayallerin bu kentinde

ölüm anıtları yükseliyor

bu Nekropolis (Ölükenti)

adsızların yaşadığı ve soluk aldığı yer

eski kralların yıkık mezarları

zafer günleri geride kalmış

karanlıkla çevrili

yaşayanlar için bir alay

bu duvarlar içine sıkışmışlar

babalarının kemikleri arasında

bu dünyaya ölü doğmuşlar

bütün umutlarını yitirmişler

mezarlar üstünde yaşamaya mahkum

evleri boş bir mabet

toplumun en yoksulları

sığınak bulmuşlar ama huzur yok

çocuklar taşlar arasında oynuyor

kahkahalar yankılanıyor duvarlardan

masum oyunlarının beşiği

onların kederden mezarı olacak

bu duvarlar içine sıkışmışlar

babalarının kemikleri arasında

bu dünyaya ölü doğmuşlar

bütün umutlarını yitirmişler

ne güvenlik, ne onur, ne ışık, ne adalet

ne gelecek, ne bir yuva ne de gidecek bir yer

lanet yoksulluk, bastırılmışlık, öfke, bunalım

mutsuzluk, delilik nefret içinde boğulacak

bu duvarlar içine sıkışmışlar

babalarının kemikleri arasında

bu dünyaya ölü doğmuşlar

bütün umutlarını yitirmişler