Carin at the Liquor Store [Turkish translation]

[1. Kıta]

Ben bir solucandım, bir yaratıktım

Seni gördüğüm saniyede yere yattım

Aşkına hakim olamazsın

Kaçırılmayacak biri değildim, tutulacak biri değildim

John Cheever'ı ölü halde bulan kişiymişim gibi geziniyordum

İş birliği içinde

[Nakarat]

Suçu bana at

Cidden umrumda değil

Bu kaçınılmaz son

[2. Kıta]

Seni duraklarda ve davetlerde görüyorum

Haftasonları arkadaşlarınla zil zurna sarhoş olurdun

Yukarıda masum gökler

İçki dükkanında carin, seni görmek için sabırsızlanıyorum

John Cheever'ı ölü halde bulan kişiymişim gibi geziniyorum

Aşk evinde

[Nakarat]

Öyleyse suçu bana at

Cidden umrumda değil

Bu kaçınılmaz son

Çok kötü değildim, o kadar hasta değildim

Aşka kapıldım, o kadar hızlı değildim

Kaçınılmaz son

Bu geceden sonra farklı olacak

Beni farklı bir ışıkta göreceksin

Bu kaçınılmaz son

[Nakarat]

Öyleyse suçu bana at

Cidden umrumda değil

Bu kaçınılmaz son

Havadaki yıldızları görmeye çoktan başladım

Bu kaçınılmaz son