(verse 1)
Eski zaman tişörtü, yeni telefon
Parke taşında topuklular
Gençken hiçbir şey bilmediğini sanarlar
Pullu gülüş, siyah ruj, tutkulu politikalar
Gençken hiçbir şey bilmediğini sanarlar
Ama ben seni biliyordum,
Levi kotlarında dans edişini
Bir sokak lambasının altında sarhoş olduğunu
Biliyordum, kazağımın altındaki elini
Bebeğim, daha iyi öp
(chorus)
Ve ben birinin yatağının altındaki eski bir hırka gibi hissettirdiğimde,
Beni giyindin ve en sevdiğimsin dedin
(verse 2)
Herkesin arkadaşı kimseye arkadaş değildir
İki kızın peşinde koşarsın, birini kaybedersin
Gençken hiçbir şey bilmediğini sanarlar
Ama ben seni biliyordum
Saklambaç oynayışını ve bana haftasonlarını verdiğini
Biliyordum, High Line'daki kalp atışını
Yirmi yaşamda bir...
(chorus)
Ve ben birinin yatağının altındaki eski bir hırka gibi hissettirdiğimde
Beni giyindin ve en sevdiğimsin dedin
(bridge)
Tek ihtiyacımız olan arabaların içindeki öpüşmelerimiz ve şehir barlarıydı
Sen yaralarımın etrafına yıldızlar çizdin
Ama şimdi kanıyorum
(verse 3)
Çünkü biliyordum
Son trene binişini
Bende kan lekesi gibi iz bıraktığını
Biliyordum,
Sonu değiştirmeye çalıştırdığını
Peter Wendy'i kaybediyordu
Biliyordum,
Bir baba gibi terk ettiğini,
Su misali kaçtığını
Gençken hiçbir şey bilmediğini sanarlar
Ama ben senin dövmeye konan öpücük gibi oyalanacağını biliyordum
Tüm 'peki ya?' larımı avlayacağını
Duman kokusunun bu kadar uzun süre kalacağını
Çünkü ben gençken her şeyi biliyordum
Seni sonsuza dek lanetleyeceğimi,
marketlerde gölgeleri kovalayacağımı biliyordum
Hevesin söndüğünde beni özleyeceğini biliyordum
Ve sundurma ışığımın önünde bekleyeceğini
Bana geri döneceni biliyordum, bana döneceğini, bana döneceğini, geri döneceğini
(chorus)
Ve ben birinin yatağının altındaki eski bir hırka gibi hissettirdiğimde
Beni giyindin ve en sevdiğimsin dedin