Önümde olan şey, daha fazla konuşamıyorum
Hoşlandığın şeyi söyle bana, anlayamıyorum, gitmek istediğin yeri
Uyumak ister misin
Sahip olduğun saç tellerini kimse sayamaz
Şişeyi çek ve bırak izleyeyim
Birisi bu kadar saça güvenebilir mi diye
Kalbimde bir yer biliyorum
Sürekli yellerin estiği
Senin bir kaç yılın için ve benim yüz yılım için
Anlayacak bir şey yok, oturup dinlemek yetti artık
Çünkü her pişmanlık için bir şarkı yazdım
Ve şaraba düşmemek için dikkatli olmam lazım
Ya da gözlerinin içinde biterim, eğer daha yakınıma yaklaşırsan
Gecenin kendi kokusu var ve içine düşebilirsin
Ki kimsenin göremeyeceği bir yerdir o
Benim gibi biri için, zavallı, elini tutup
Bir yatağın içine düşmek isteyen biri için
Ne yazık, ne nostaljik bir his ama
Kendi gözlerinin içine bakıp başka bir yalan daha söyleme
Keşke seninle hiç tanışmamış olsaydım
Burada ölen ben ve dondurma yiyen sen
Sen rüzgarın arkasından uçup bir kelebeğe benzersin
Ve öyle hislerle, durup omzuma bakarsın
Uzağa gitme korkun varsa, ellerimde uçabilirsin
Ama ne düşündüğünü zaten biliyorum, gitmek isterdin
Sanki uzağa gitmek ölmekle aynıymış gibi
Ve garip olan bir şey yok ama gelemem
O yüzden tıpkı bir kelebek gibi, kaçmak için yetiştirildin
Ama unutma, bu duvara takabilirdim seni
Keşke ben de uçmayı denemek için dışarı çıkmasaydım
ve gece derimi dondurmasaydı
Yıldızlarını saymaya çalışan anaç bir gece
Ve ben onların altında küçük bir noktaydim ve dedim ki, "Bak işte, kayboldum"
Gece ölüyor
Ve göz yaşlarını gülerek durdurmak aptalca
Benim gibi birisi için, daha önce de demiştim,
Elini tutup çatıya uçmak isteyen biri için
Uzakta bir yerde, bir tren duruyor
Ne güzel bir sabah, hava açık
İyi geceler, ruhum benim
Şimdi ışığı kapatıyorum, öyle olsun